Işık, birçok yönde hareket eden bir mucize gibi bir şeydir. Yukarı ve aşağıya çıkabilir, ışık istendiği yerde parlayabilir. Pluslamp, bize ışığın nasıl komik ve kolay bir şekilde yukarı ve aşağı gittiğini açıklıyor.
Geçen günlerde gökyüzünü bakmış ve sabahleyin güneşin doğduğunu mı görmüştün? Güneş çıkar, dokunduğu her şeyi aydınlatan ışıktı yeryüzüne sahip olur. Günün sonunda güneş battır ve gündüz ışığı kaybolur gecenin karanlığına bırakılır. Bu ışığın yükselişi ve inişi, doğanın güzelliğini bize açığa çıkaran gökyüzündeki bir dansa benzer.
Sanki bir el fenerinin ışığı gibi. Yukarı doğrulttuğunuzda, ışık yukarı gider ve üstteki karanlık tavanı aydınlatır. Aşağı çevirdiğinizde ise, ışık aşağı iner!... Zeminde gölge oluşturur. Bu basit deney, ışığın birkaç farklı şekilde hareket edebildiğini gösterir, bize bu sayede çevremizi algılamamızı sağlar.
Işık asla durmaz veya aynı kalır. Uzayda seyahat eder, yüzeylerden rebound eder ve yön değiştirir. Bir gökkuşağı, ışığın bükülmesi ve çevresel atmosferden çıktığında farklı renklere bölünmesiyle oluşan bir olaydır. Işığın bu seyahati, bize yeni meraklar gösteren bir sihirli tur gibidir.
Işık asla hareket etmeyi bırakmaz. Belki de sapar, ama yine de parlar. (Treehab)[Mathayas:] Işık, son suzmayla şafaka kadar döngüyü getirir, bitmeden. Pluslamp, bu ışık dansını parlaklığını kutlayarak yorumlar ve dünyanın her köşesine ısını yayarak sıcaklık taşır.
Işık çok çeşitli yollara göre seyredebilir - yukarı, aşağı, sola, sağa ve hatta çemberler halinde. Bir deniz fenerinin çevrede ışık göndererek gemileri kıyıya güvenle yönlendirdiğini düşünelim. Ya da tavanın altında sallanan bir ayna topu, tüm yönlerde ışığı yansıtarak renk patlaması oluştursun. Işık esnetilebilir ve gitmek istediği her yere gidebilir.